facebooktwitter-bird-logo-shape-in-a-squaregoogleinstagramribbontimeloginaddfamilycouple

İç Anadolu Bölgesi'nin gizemli şehri Konya, sadece yüzölçümü ile değil aynı zamanda zengin kültürü, medeniyeti ve tarihiyle de Türkiye'nin gözde destinasyonlarından biridir. İnsanlık tarihine tanıklık eden bu kent, pek çok medeniyeti ağırlamış, bilimden kültüre, sanattan dini mirasa kadar birçok alanda zenginleşmiştir. Konya, aynı zamanda inanç turizmi açısından da önemli bir noktadır.

Şehir, medreseleri, müzeleri ve türbeleri ile adeta bir açık hava müzesi gibidir. İnanç turizminin yanı sıra arkeoloji ve etnografya müzeleri, doğal parklar ve tarihi mekanlarla dolup taşan Konya, keşfedilmeyi bekleyen bir hazinedir. Şehir merkezinden ilçelere kadar uzanan turistik mekanlar, ziyaretçilere unutulmaz bir deneyim sunar. Konya'ya ayak bastığınızda, şehri keşfetmek için ilk durağınız Mevlana Türbesi olmalıdır.

Mevlana Türbesi, Konya şehir merkezinin yaklaşık 2,5 km uzaklığında konumlanmıştır. Şehir merkezinden kalkan dolmuşlar ya da özel aracınızla Çimenlik Caddesi'ni takip ederek bu kutsal mekâna ulaşabilirsiniz. Mevlana Türbesi, Konya'nın tarihi yapıları arasında özel bir konuma sahiptir ve 1926 yılından beri ziyaretçilerini ağırlamaktadır.

Türbe, Selçuklu mimarisinin nadide örneklerinden biridir. Dört fil ayağı sütun üzerine oturtulmuş, 16 dilimli bir külahla taçlanmıştır. Kubbenin çevresi, özenle işlenmiş motifler ve kufi ayetlerle süslenmiştir. Silindir ile külahın kesişim noktasında ise Ayet-el Kürsi'nin yüceliği yazılıdır. Bu muazzam yapının her ayrıntısı, ziyaretçilere geçmişin derinliklerinde bir yolculuk vaat etmektedir.

Konya Mevlana Türbesi, sadece bir mimari şaheser değil, aynı zamanda Mevlana Celaleddin Rumi'nin dergâhı olarak da bilinir. Burada, büyük düşünürün manevi mirası ve öğretileriyle buluşabilir, huzur dolu anlar yaşayabilirsiniz. Konya'nın tarihi atmosferini en yoğun hissedebileceğiniz yerlerden biridir Mevlana Türbesi.

Konya'nın tarih kokan atmosferinde, Mevlana Türbesi gibi önemli yapıları ziyaret etmek, şehrin zengin mirasını keşfetmek için bir fırsattır. Bu kutsal mekan, sadece bir türbe değil, aynı zamanda bir kültür hazinesidir. Tarihe saygıyla, Mevlana'nın öğretilerini anlamak ve bu muazzam yapıyı ziyaret etmek, unutulmaz bir deneyim sunacaktır. Konya'nın kapıları, tarih tutkunlarını bekliyor.

Mevlana Türbesi Tarihi

Mevlana Dergahı, günümüzde bir müze olarak hizmet veren, derin tarihi ve kültürel birikimi bünyesinde barındıran önemli bir mekandır. Bu türbe, Selçuklu Sarayı'nın Gül Bahçesi olarak bilinen alanda, Sultan Alâeddin Keykubad tarafından Mevlana'nın babası Sultanü'l-Ulema Bahaeddin Veled'e hediye edilmiştir. Tarihi süreç içinde birçok ekleme ve düzenleme geçiren Mevlana Türbesi, Sultanü'l-Ulema'nın 1231 yılında vefatının ardından, gül bahçesine yapılan ilk definle bu alana yerleştirilmiştir.

Mevlâna'nın ölümünden sonra, Sultanü'l-Ulema 'nın oğlu Sultan Veled, babasının mezarının üzerine bir türbe yapma isteğini kabul etmiş ve Kubbe-i Hadra olarak bilinen Yeşil Kubbe, 130 bin Selçukî dirhemine Mimar Tebrizli Bedrettin'e yaptırılmıştır. Bu kubbe, dört fil ayağı üzerine oturarak hem estetik bir değere sahip hem de Mevlevî geleneğinin önemli bir sembolüdür.

Mevlevi Dergahı ve Türbe, 1926 yılında Konya Asar-ı Atika Müzesi adı altında müze olarak ziyaretçilere açılmıştır. 1954 yılında yapılan düzenleme ile müzenin adı Mevlâna Müzesi olarak değiştirilmiş ve ziyaretçi sayısı giderek artmıştır. Müze alanı, bahçesi ile birlikte 6 bin 500 metrekareyken, daha sonraki yıllarda yapılan eklemelerle birlikte 18 bin metrekareye ulaşmıştır.

Mevlana Türbesi, yılın belirli zamanlarında düzenlenen şeb-i arus törenleriyle özel bir atmosfere bürünmektedir. Türbenin alt bölümünde Sultan Veled ve Mevlana'nın mezarları bulunmaktadır. Mezarın üst bölümünde ise II. Abdülhamid'in hediyesi olan altın sim işli puşide örtülmüştür. Kubbenin doğu tarafında da Sultanül-Ulema'nın mezarı yer almaktadır.

Yeşil Kubbe'nin içinde, Mevlana'nın el yazmaları, sekiz telli keman, dergah eşyaları, sabır taşları ve Galileo'nun astronomi dersleri için kullanılan küresi gibi birçok değerli eser sergilenmektedir. Türbe, yıl boyunca hem yerli hem de yabancı turistlerin ilgisini çekmektedir. Mevlana Türbesi'ne giriş ücreti olmayıp, yaz aylarında sabah 09.00 ile akşam 19.00 saatleri arasında, kış aylarında ise sabah 09.00 ile akşam 17.00 saatleri arasında ziyaretçilere açıktır. Zengin tarihi ve kültürel birikimiyle Mevlâna Türbesi, ziyaretçilerine hem manevi bir huzur sunmakta hem de tarihin derinliklerinde unutulmaz bir yolculuğa davet etmektedir.

Mevlana Müzesinde Bulunan Kıymetli Eserler

Mevlana Müzesi, dünya çapında ünlü bir ziyaret noktası olmanın yanı sıra Mevlevi kültürünün ve Mevlana Celaleddin Rumi'nin yaşamının bir yansımasıdır. Bu müze, Mevlana ve Mevlevilikle ilgili birçok önemli eseri içinde barındırmakta ve ziyaretçilere tarihi bir yolculuk sunmaktadır.

Müze, Mevlana ve Mevlevilik'e ait birçok değerli eseri içermektedir. El yazması kitaplar, levhalar, kandiller ve müzik aletleri gibi öğeler, Mevlana'nın yaşamı ve öğretileri hakkında derinlemesine bir anlayış sunar. Ayrıca, müzede bulunan ihtisas kütüphanesi, 1854 yılında Postnişin Mehmed Saîd Hemdem Çelebi tarafından kurulmuş olup, Selçuklu, Karamanoğulları ve Osmanlı dönemlerine ait 2 bin 756 cilt içinde 4 binin üzerinde el yazması eseri bünyesinde barındırmaktadır. Bu kütüphane, araştırmacılar için büyük bir bilgi kaynağıdır ve kitapların tamamı CD ortamına aktarılarak daha geniş bir kitleye ulaşmaktadır. Bunlarla birlikte İşte Mevlana Müzesinde bulunan kıymetli eserler;

  • Mevlana Müzesi'nde sergilenen kıymetli eserler arasında Mevlana'nın sandukası önemli bir yer tutar. 1274 yılında yapılan bu sanduka, Konyalı Genak oğlu Hümameddin Mehmed ve Tebrizli Selim oğlu Mimar Abdülvahid tarafından ceviz ağacından fırınlanmıştır. Sandukanın yüzeyi, geometrik ve bitkisel motiflerle bezenmiş olup, üzerinde Mesnevi ve Divan-ı Kebir'den alınmış beyitlerden oluşan yazı kuşakları bulunmaktadır.
  • Müzenin bir diğer önemli eseri ise Sultan II. Abdülhamid tarafından 1895 yılında yaptırılan Mevlana'nın mezar örtüsüdür. Deri üzerine atlas kumaştan yapılan bu örtü, altın kaplı işlemeleri ve Maraşlı Hattat Hasan Sırrı Efendi'ye ait yazılarıyla dikkat çeker
  • Mevlana Müzesi'nde bulunan diğer kıymetli eserler arasında Mevlana'nın vefatından beş yıl sonra yazılan Mesnevi'nin nüshası, Nisan Tası ve birçok önemli tarihi eser yer almaktadır. İlhanlı Hükümdarı Ebû Saîd Bahadır Hân tarafından 1327 yılında hediye olarak gönderilen Nisan Tası, bronz üzerine gümüş ve altın kakma tekniği ile yapılmıştır.

Mevlana Müzesi, bu değerli eserleriyle sadece bir müze değil, aynı zamanda Mevlevi kültürünün ve Mevlana'nın mistik dünyasının bir anıtıdır. Ziyaretçiler, bu müze aracılığıyla tarih ve kültürle dolu bir deneyim yaşayarak, Mevlana'nın öğretilerine olan hayranlıklarını daha da derinleştirebilirler.

  • KARŞILAŞTIR 0
  • GÖSTER
  • TEMİZLE
    Villacım Emlak Turizm İnşaat Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi (Veri Sorumlusu) olarak; veri sorumlusu sistemlerimize yetkisiz kişi/kişiler tarafından erişilmesi suretiyle 12/04/2022 tarihinde veri ihlalinin gerçekleştiği, ihlalden etkilenen ilgili kişi grupları ve kişi sayısının henüz belirlenemediği, ihlalin kaynağı ve gerçekleşme yöntemine ilişkin araştırmaların devam ettiği, sorumlular hakkında aynı gün adli ve idari süreçlerin başlatıldığı hususlarını siz müşterilerimize (ilgililere) 6698 Sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu'nun 12/5 maddesi uyarınca sorumluluklarımızın farkında olarak bildirmekteyiz.