facebooktwitter-bird-logo-shape-in-a-squaregoogleinstagramribbontimeloginaddfamilycouple

İstanbul'un hemen kuzeyinde yer alan Büyükada, günübirlik deniz keyfi arayanların vazgeçilmez destinasyonlarından biridir. İstanbul gezilecek yerler arasında özellikle İstanbul ve çevresinde yaşayanlar için ulaşımın kolaylığı ve tarihi atmosferiyle dikkat çeken Büyükada, sadece deniz manzarası değil, aynı zamanda nostaljik ve tarihi dokusuyla kültür turizmine de hitap ediyor.

Deniz kokusuyla sarhoş olmak ve tarihi bir atmosferde kaybolmak isteyenler için ideal bir kaçış noktası, İstanbul'un hemen kuzeyinde yer alan, günübirlik deniz keyfi arayanların vazgeçilmez destinasyonlarından biri Büyükada. Doğanın kalbinde kamp yapmak, ailece piknik keyfi sürmek isteyenlere ve hafta sonlarını ya da bayram tatillerini değerlendirmek isteyenlere ilham veren bu yer, sadece deniz manzarası sunmakla kalmıyor, aynı zamanda nostaljik ve tarihi dokusuyla kültür turizmine de kapı aralıyor. İstanbul'un stresinden uzaklaşmak ve doğanın kucaklayıcı atmosferinde huzur bulmak isteyenler için Büyükada gezilecek yerler, adeta bir kaçış kapısı. Günübirlik bir deniz kaçamağından, tarih kokan sokaklarda nostaljik bir gezintiye, doğa ile baş başa bir yürüyüşten, sakin bir pikniğe kadar pek çok aktiviteyi bir arada sunan bu destinasyon, her zevke hitap ediyor.

Büyükada Seyahati Planlaması

Büyükada, İstanbul'un incisi ve adeta bir doğa harikasıdır. Ancak, bu güzel adayı ziyaret etmeyi düşünenler için önemli bir uyarımız var, Yaz aylarında gitmekten kaçının! Evet, belki de en çok istediğiniz zamanı seçmek istiyorsunuz, ancak kalabalıklardan ve sıcağın etkisinden kaçınmak için en doğru zamanı seçmek önemlidir.

Büyükada'nın sakin atmosferini, tarihi güzelliklerini ve doğal zenginliklerini doyasıya yaşamak istiyorsanız, Eylül aylarını tercih etmek en doğrusudur. Bu dönemde, yazın yoğun kalabalıkları azalmış, adanın sokakları daha sakin ve huzurlu bir atmosfere bürünmüştür. Ayrıca, deniz kenarındaki kafelerde oturup, hafif esen rüzgarın keyfini çıkarmak Eylül ayında çok daha keyifli olacaktır.

Diğer bir alternatif ise Mayıs ayıdır. İlkbaharın taptaze havasıyla Büyükada'nın güzellikleri daha da bir ortaya çıkar. Bu dönemde, henüz yaz turist akını başlamamıştır ve adanın doğal güzellikleriyle baş başa kalabilirsiniz. Mayıs ayı, çiçeklerin açtığı, kuşların cıvıldadığı bir zaman dilimidir ve Büyükada'nın bu güzellikleriyle tanışmak için harika bir fırsattır.

Büyükada'da gezilecek yerler konusunda ise sakin atmosferiyle ünlü olan Aya Yorgi Kilisesi'ni ziyaret etmeyi unutmayın. Tarihi atmosferi ve muazzam manzarasıyla sizi büyüleyecektir. Ayrıca, adanın simgelerinden biri olan Faytonlarla yapılan turlar da unutulmaz anılar biriktirmenize olanak sağlar. Tarihi evleri, eski Rum kiliselerini keşfetmek ve gün batımında sahilde romantik bir yürüyüş yapmak da Büyükada'da geçireceğiniz zamanı daha da özel kılacaktır.

Büyükada’ya Ayak Basmadan Önce Bilmen Gerekenler

İstanbul'un hemen açıklarında, sakin ve huzurlu bir atmosfer sunan Büyükada, şehir hayatından uzaklaşmak isteyenler için ideal bir destinasyondur. Günübirlik kaçamaklar ya da adanın keyfini çıkarmak isteyenler için birçok güzellik sunan Büyükada'ya gitmeden önce bazı önemli bilgileri bilmekte fayda var.

Büyükada, özellikle yaz aylarında adeta bir cennet gibi olup, burada iğne atsanız yere düşmeyecek bir yerde zaman geçirebilirsiniz. Deniz keyfi yapmak veya günübirlik ada turu düzenlemek istiyorsanız, tercih edebileceğiniz en güzel destinasyonlardan biridir. Ancak, tatil planlarınızı sonbahar ya da kış aylarına denk getirmeyi düşünüyorsanız, Eylül ve Ekim gibi aylarda adanın soğuk ve rüzgarlı olduğunu göz önünde bulundurmalısınız.

En ideal zamanlar ise Nisan ve Mayıs aylarıdır. Bu dönemde, yaz kalabalığından uzaklaşarak adanın doğal güzelliklerini daha sakin bir atmosferde keşfetme fırsatını bulabilirsiniz. Ancak, kalabalığı sorun etmiyorsanız, Haziran ve ağustos ayları arasında da adanın keyfini çıkarabilirsiniz.

Eğer adayı daha detaylı bir şekilde keşfetmek istiyorsanız, iki günlük bir plan yapmanızı öneririm. Bu süre zarfında, adanın tarihi ve doğal güzelliklerini keşfetmek, yerel lezzetleri tatmak ve atmosferin tadını çıkarmak için yeterli zamanınız olacaktır.

Müze kartınız varsa, adadaki müzelere ücretsiz giriş yapma avantajınızı kullanabilirsiniz. Büyükada, Rum Yetimhanesi ve Aya Yorgi Kilisesi gibi tarihi ve kültürel zenginlikleriyle de dikkat çeker. Tatilinizi daha anlamlı ve keyifli hale getirmek için bu mekanları ziyaret etmeyi unutmayın. Büyükada’ya ayak basmadan önce bu bilgileri göz önünde bulundurarak, unutulmaz bir ada deneyimi yaşayabilirsiniz.

Büyükada'da Keşfedilecek Bir Hazine Aya Yorgi Kilisesi

Büyükada, İstanbul'un incisi olarak adlandırılan bu büyülü yerde keşfedilecek pek çok güzellik bulunmaktadır. Ancak, adanın en etkileyici ve mistik noktalarından biri olan Aya Yorgi Kilisesi, sadece doğal güzellikleri değil, aynı zamanda tarihi ve kültürel derinliğiyle de ziyaretçilerini büyülemektedir.

Büyükada gezilecek yerler arasında Aya Yorgi Kilisesi, Agios Georgios Rum Ortodoks Manastırı olarak da bilinir ve adeta bir manastırın huzurunu sunar. Kilise, Büyükada'nın en yüksek tepelerinden birinde konumlanmıştır, bu da ziyaretçilere muazzam gün doğumu ve batımı manzaraları sunar. 1751 yılında inşa edilen kilise, her yıl pek çok Hristiyan için adeta bir hac ziyareti yeri olmuştur.

Her yıl 23 Nisan ve 24 Eylül tarihlerinde, Hristiyan, Musevi ve Müslüman din gözetmeksizin, binlerce kişi Aya Yorgi'nin yokuşunu tırmanır. Yaklaşık 30 ile 35 dakika süren zorlu yokuş, adeta manevi bir çıkışa dönüşmüştür. Yokuş boyunca renkli iplerin uzandığını görmek, dilek dileyenlerin bu zorlu yolculuk sırasında bağ kurdukları bir ritüeli ifade eder.

Dilek dileyenler, kiliseye ulaştıklarında bir çan ve anahtar alırlar. Bu çan ve anahtar, gerçekleştirdikleri dileklerin sembolüdür. Dilekleri gerçekleştikten sonra, çan ve anahtarı geri getirmek zorundadırlar, bu da adeta bir teşekkür ve minnettarlık göstergesidir. Bu ritüel, Aya Yorgi Kilisesi'ni sadece dini bir mekan olmaktan çıkarıp, aynı zamanda mistik ve kültürel bir deneyime dönüştürmüştür.

Büyükada'nın Aya Yorgi Kilisesi, sadece dini bir ziyaret değil, aynı zamanda doğanın ve insanın birleşim yerinde gerçekleşen eşsiz bir deneyimdir. Bu kilise, tarihle iç içe geçmiş doğal güzellikleriyle, ziyaretçilere unutulmaz anılar ve manevi bir huzur sunmaktadır. Büyükada'da gezilecek yerler arasında öne çıkan Aya Yorgi Kilisesi, her dinden ve kültürden ziyaretçilere açık kucaklarıyla bekliyor.

Reşat Nuri Güntekin Evi

Büyükada, İstanbul'un gözde adalarından biridir ve tarihi dokusuyla ziyaretçilerini büyüler. Ada, sadece doğal güzellikleriyle değil, aynı zamanda ünlü yazarların izlerini taşıyan tarihi mekanlarıyla da dikkat çeker. Bu noktalardan biri de, ünlü Türk yazarı Reşat Nuri Güntekin'e ait olan tarihi köşk, adeta bir zaman yolculuğuna davet ediyor.

Reşat Nuri Güntekin, Türk edebiyatının önemli isimlerinden biridir ve en bilinen eserlerinden biri olan Çalıkuşu romanıyla geniş kitlelere ulaşmıştır. Güntekin, 1889 yılında doğmuş ve 1956 yılında hayatını kaybetmiştir. Ünlü yazarın eserlerindeki derin anlam ve duygusal zenginlik, onu Türk edebiyatının önde gelen isimlerinden biri yapmıştır.

 

Reşat Nuri Güntekin'in yaşamına dair izleri sürmek isteyenler için Büyükada'da bulunan evi, adeta bir edebi mirası temsil etmektedir. 1937 yılında inşa edilen üç katlı ve pembe panjurlu bu tarihi köşk, zaman içinde bir müzeye dönüştürülmemiş olsa da Büyükada da gezilecek yerler arasında görülmeye değer bir yapıdır. Evin iç mekanlarına girmek belki mümkün olmayabilir, ancak bu tarihi mirası dışarıdan görmek bile büyük bir edebi heyecan yaşatmaya yetecektir.

Güntekin'in kızı Ela Güntekin, babasının mirasını yaşatmaya kararlı bir şekilde, halen bu tarihi evde yaşamını sürdürmektedir. Bu durum, evin sadece bir bina olmanın ötesinde, bir yazarın yaşamına tanıklık etmiş bir mekan olarak varlığını sürdürdüğünü göstermektedir.

Büyükada'da Reşat Nuri Güntekin Evi'ni ziyaret etmek, sadece edebi bir yolculuğa çıkmakla kalmaz, aynı zamanda Türk edebiyatının zengin geçmişiyle de buluşma fırsatı sunar. Tarihi köşk, pembe panjurlarıyla adanın atmosferine ahenk katar ve ziyaretçilere unutulmaz bir deneyim yaşatır. Edebiyat tutkunları için, Reşat Nuri Güntekin'in izinde bu tarihi evi ziyaret etmek, onun eserlerine duyulan hayranlığı daha da pekiştirecek özel bir anı haline gelir. Büyükada'nın bu edebi hazineye ev sahipliği yapması, adanın kültürel zenginliğini ortaya koymaktadır.

Büyükada Rum Yetimhanesi

Büyükada, İstanbul'un incisi olarak bilinen ve tarih kokan bir ada. Adada keşfedilecek birçok güzellik bulunuyor. Bu güzelliklerden biri de 1898 yılında Fransız mimar Alexandre Vallaury tarafından tasarlanan Büyükada Rum Yetimhanesi. Bu etkileyici yapı, aslında bir casino ve otel olarak hizmet vermek üzere inşa edilmiş ancak dönemin Osmanlı yönetimi bu kullanıma izin vermemiş. Bunun üzerine binanın yönetimi, Rum Patrikhanesi'ne devredilerek, Rum hastanesindeki kimsesiz çocuklar için bir yuva haline getirilmiş.

Rum Yetimhanesi, 1964 yılına kadar yetimhane olarak kullanılmış, ancak günümüzde terkedilmiş bir durumda. Binanın zamanla yıpranmış olması ve yaşlılığı nedeniyle, şu anda sadece bahçesini ve dış cephesini ziyaret etmek mümkün. Ancak bu ziyaret, adeta bir zaman yolculuğuna çıkmak gibi, tarihi ve mimari güzellikleriyle sizi büyüleyecektir.

Bu etkileyici yapı, dünyadaki ilk çok katlı ahşap bina olarak da tarihe geçmiştir. Alexandre Vallaury'nin özenli mimarisi, adeta bir sanat eseri gibi bu yapıyı ortaya çıkarmıştır. Rum Yetimhanesi'nin bahçesinde dolaşmak, tarihin izlerini takip etmek ve mimarinin detaylarına hayran kalmak, Büyükada'da geçireceğiniz zamanı unutulmaz kılacak.

Büyükada gezilecek yerler listesi içerisine eklenmesi gereken bu tarihi yapı, ziyaretçilere adanın geçmişine dair bir pencere açma fırsatı sunuyor. Rum Yetimhanesi, sadece bir bina değil, aynı zamanda adanın kültürel mirasının bir parçasıdır. Bu yüzden Büyükada'yı ziyaret edenler, sadece doğanın güzelliklerini değil, aynı zamanda tarihin derinliklerine uzanan bu özel yapıyı da keşfetmeyi ihmal etmemeliler.

Büyükada'da Tarihi Bir Miras Troçki’nin Evi

Büyükada, İstanbul'un incisi adalardan biridir ve sadece doğal güzellikleriyle değil, aynı zamanda tarihi zenginlikleriyle de ön plana çıkar. Bu adanın mistik atmosferi ve tarih kokan sokakları, ziyaretçilere pek çok ilginç noktayı keşfetme fırsatı sunar. Büyükada'nın bu gizemli atmosferinden biri de Troçki’nin Evi'dir.

Rus Bolşevik siyasi tarihinin büyük isimlerinden Lev Troçki, Stalin ile yollarının ayrılmasının ardından sürgüne gönderilerek önce Kazakistan’a ardından da İstanbul’a yerleşmiştir. İstanbul'un göz kamaştırıcı manzarasına sahip olan Büyükada, Troçki'nin 4,5 yıl boyunca konakladığı yer olmuştur. Troçki, bu dönemde, tarihi devrim ve sürekli devrim konularında kaleme aldığı kült eserleri, bu adada yazmıştır.

Troçki’nin İhanete Uğrayan Devrim ve Sürekli Devrim gibi eserlerinin yaratıldığı bu ev, şimdi müze olarak kullanılmasa da tarihi bir öneme sahiptir. Ziyaretçiler, Büyükada'nın taş sokaklarında yürürken, Troçki’nin bu evini dışarıdan görebilir ve geçmişin izlerini hissedebilirler. Evin mimarisi, o dönemin atmosferini yansıtarak, ziyaretçilere tarihle iç içe bir deneyim sunar.

Troçki’nin Evi, sadece bir konaklama yeri değil, aynı zamanda bir sürgün hikayesinin de simgesidir. Bu ev, Troçki'nin yaşadığı dönemin politik atmosferini anlamak ve onun düşünce dünyasına bir pencere açmak adına önemli bir kaynaktır. Evin bulunduğu ada olan Büyükada, ziyaretçilere hem doğal güzellikleriyle hem de tarihi derinliğiyle unutulmaz bir deneyim sunar.

Büyükadada gezilecek yerler arasında önemli bir yere sahip olan Troçki’nin Evi, ziyaretçilere adanın sadece doğal güzellikleriyle değil, aynı zamanda tarihle de dolu olduğunu hatırlatır. Evin bulunduğu sokaklarda yürüyerek, geçmişin izlerini takip edebilir ve Büyükada'nın benzersiz atmosferinde unutulmaz bir gün geçirebilirsiniz.

Büyükada'da Saatli Meydan ve Çevresindeki Keyifli Mekanlar

Büyükada, İstanbul'un incisi adalar zincirinde yer alan en büyük ada olma özelliği taşır. Tarih kokan atmosferi, ahşap köşkleri ve nefes kesen manzaralarıyla Büyükada, her dönem ziyaretçilerini kendine çekmiştir. Adanın simgelerinden biri olan Saatli Meydan, 1923 yılında inşa edilen eşsiz bir saat kulesine ev sahipliği yapmaktadır. Bu meydan, sadece zamanı gösteren bir saatle değil, aynı zamanda adanın tarihine tanıklık etmiş, bir buluşma noktası olarak da önem kazanmıştır.

Büyükada merkez gezilecek yerler arasında Saatli Meydan, vapurdan iner inmez ziyaretçilerini sıcak bir atmosferle karşılar. İskeleden karşıya geçildiğinde, göz alıcı mimarisiyle dikkat çeken saat kulesi, adanın panoramik manzarasına hakim bir konumda yer almaktadır. Saatli Meydan'ın çevresinde sıralanan oteller, kafeler ve restoranlar, adanın misafirlerine unutulmaz bir deneyim sunmaktadır.

Saat kulesi, Büyükada'nın simgelerinden biri olmanın ötesinde, zamanın geçişine tanıklık eden bir anıt niteliği taşır. Yürüyüşlerin, sohbetlerin ve romantik anların başladığı bu meydan, adanın ruhunu yansıtan önemli bir noktadır. Saatli Meydan'ın tarihi dokusuyla bütünleşen çevresindeki yapılar, adanın geçmişiyle buluşmanın keyfini yaşatan mekanlar arasında yer alır.

Meydanın hemen yanı başında konumlanan lüks oteller, konuklarına adanın huzurlu atmosferinde konforlu bir konaklama imkanı sunar. Aynı zamanda, meydanın çevresinde yer alan kafeler ve restoranlar, ziyaretçilere eşsiz manzaralar eşliğinde lezzetli bir mola vaat eder. Gün batımında, saat kulesinin gölgesinde içilen bir fincan kahve, Büyükada'nın huzur dolu atmosferinin tadını çıkarmak için mükemmel bir fırsattır.

Doğayla İç İçe Bir Kaçış Noktası Büyükada Tabiat Parkı

Büyükada, İstanbul'un gözde adalarından biri olmanın ötesinde, büyüleyici doğası ve sakin atmosferi ile bilinen bir destinasyon. Adanın içinde barındırdığı birçok doğal güzellik arasında öne çıkan yerlerden biri ise 2011 yılında Devlet Parkı statüsü kazanarak ziyaretçilerine kapılarını açan Büyükada Tabiat Parkı.

Doğa severlerin ve huzur arayanların buluşma noktası haline gelen Büyükada Tabiat Parkı, birçok etkinlik ve olanak sunarak ziyaretçilerini kendine çekiyor. Park, özellikle doğa yürüyüşü, piknik ve bisiklet sürme gibi aktiviteleri sevenler için ideal bir atmosfere sahip. Zengin bitki örtüsü ve kuş sesleri arasında yapılan doğa yürüyüşleri, stresinizi atmanızı sağlayacak bir deneyim sunuyor.

 

Park içinde yer alan çeşme, tuvalet ve büfe gibi olanaklar, ziyaretçilere konforlu bir gün geçirme imkanı sunuyor. Piknik yapmak isteyenler için ise özel oyun sahaları mevcut; böylece sevdiklerinizle birlikte keyifli bir zaman geçirebilirsiniz. Tabiat Parkı, aynı zamanda denize girmek isteyenlere de harika bir seçenek sunuyor, bu sayede yazın sıcağında serinlemek mümkün.

Eğer Büyükada'da konaklama düşünüyorsanız, Tabiat Parkı içinde bulunan bungalovlar size doğayla iç içe bir konaklama deneyimi sunuyor. Şehrin gürültüsünden uzakta, huzur dolu bir gece geçirmek isteyenler için ideal bir seçenek olan bu bungalovlarda kalmak, adanın eşsiz atmosferini daha yakından hissetmenize olanak tanıyor.

Tabiat Parkı'nın sunduğu bu eşsiz deneyimlerin bir bedeli var elbette. Giriş ücretli olan Büyükada Tabiat Parkı, sunulan olanaklar ve doğanın tadını çıkarabilme imkanıyla bu ücreti hak ettiğini kanıtlıyor. Doğayla iç içe bir gün geçirmek ve şehrin karmaşasından uzaklaşmak isteyen herkesi Büyükada Tabiat Parkı'na bekliyoruz. Bu park, sadece bir gün değil, aynı zamanda ruhunuzu dinlendirecek bir kaçış noktası olarak sizleri bekliyor.

  • KARŞILAŞTIR 0
  • GÖSTER
  • TEMİZLE
    Villacım Emlak Turizm İnşaat Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi (Veri Sorumlusu) olarak; veri sorumlusu sistemlerimize yetkisiz kişi/kişiler tarafından erişilmesi suretiyle 12/04/2022 tarihinde veri ihlalinin gerçekleştiği, ihlalden etkilenen ilgili kişi grupları ve kişi sayısının henüz belirlenemediği, ihlalin kaynağı ve gerçekleşme yöntemine ilişkin araştırmaların devam ettiği, sorumlular hakkında aynı gün adli ve idari süreçlerin başlatıldığı hususlarını siz müşterilerimize (ilgililere) 6698 Sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu'nun 12/5 maddesi uyarınca sorumluluklarımızın farkında olarak bildirmekteyiz.